Kendini Ertelersen Mutluluk da Seni Erteler
Mutluluk çoğu zaman bizi bir yerlerde bekleyen uzak bir ışık gibi görünür. İşler yolunda gittiğinde, insanlar bize iyi davrandığında, hayat bizim istediğimiz gibi aktığında geleceğini sanırız. Sanki mutluluk dışarıdan gelecek ve bizi bulacaktır.
Oysa gerçek şu ki: mutluluk bizi bulmaz; biz kendimizi seçtiğimiz anda mutluluk bize yaklaşır.
Hayatın akışı içinde çoğu insan kendi ihtiyaçlarını en sona koyar.
“Bir toparlanayım…
Şu iş bitsin…
O da beni anlasın…
Enerjim yerine gelsin…”
Ve günler geçer, aylar geçer… Bekleyiş uzar da uzar.
Fakat içten içe bildiğimiz bir gerçek var:
Biz davranışlarımızı, seçimlerimizi ve niyetlerimizi istediğimiz yöne çekmedikçe hiçbir şey kendiliğinden değişmez.
⸻
Bir Hikâyeyle Başlayalım
Diyelim ki her sabah uyandığında kendine bir fincan sıcak kahve hazırlamak istiyorsun.
Bu basit bir istek… Ama bir türlü zaman bulamadığını fark ediyorsun. Kahveni hazırlamak yerine hemen telefonuna bakıyor, sosyal medyada oyalanıyor, sonra da “Vaktim kalmadı” diyerek evden çıkıyorsun.
Bu bir kahve hikâyesi gibi görünse de aslında çok daha derin bir şey anlatır:
Kendine ayırmak istediğin zamanı sürekli ertelemek.
Kendini ikinci plana atmak.
Kendi ihtiyacını başkalarının önceliğinin ardına itmek.
Ve günün sonunda “mutluluk beni neden bulmuyor?” diye düşünmek.
Çünkü mutluluk, kahve gibi…
Onu hazırlayan biziz.
O fincanı elimize almak için adımı atmazsak, hayat bize o kokuyu kendiliğinden getirmez.
⸻
Kendini Seçtiğinde Ne Olur?
Bir gün bu döngüyü kırdığını hayal et.
Sabah kalktın…
Telefonu eline almadın.
Mutfağa geçtin.
Kahveni hazırladın.
Bir dakika bile sürmedi.
Ama o kadar büyük bir fark yarattı ki…
Sanki tüm günün ritmi değişti. Çünkü bu küçük hareket, aslında yüksek sesle şunu söyledi:
“Bugün kendimi seçtim.”
İşte bu noktadan sonra enerji alanın genişlemeye, frekansın yükselmeye başlar. Çünkü davranışların niyetini destekler. Niyet ve eylem uyumlandığında, evren de bu uyumu duyar.
⸻
Mutluluğun Formülü: Niyet + Eylem + Tutarlılık
Mutluluk ; bir seçim zincirinin doğal çıktısıdır.
• Ne istediğini bilmek → niyet
• Küçük de olsa adım atmak → eylem
• Gün içinde aynı kararı tekrar seçmek → tutarlılık
İşte bu üçü birleştiğinde içsel huzur gelmeye başlar.
Çünkü insan, kendi ihtiyaçlarını gözettiği anda kendi yaşamının merkezine yerleşir.
Kendini Seçmeyen İnsan Ne Yaşar?
Belki sen de zaman zaman yaşamışsındır…
• Aynı şeyi yıllardır istemene rağmen bir türlü başlamamışsındır.
• Beklersin, bekledikçe motivasyonun azalır.
• İçindeki ışık zayıflar.
• Yapamadığın için kendine kızarsın.
• “Benim neden enerjim düşük?” diye sorarsın.
Çünkü gerçek şu:
Kendi enerjimizin kaçaklarını yine biz oluştururuz.
Ve yine biz kapatırız.
Kendini Seçen İnsan Nasıl Değişir?
Bir danışanım bana şöyle demişti:
“Hayatımı değiştirmek için hep büyük şeyler yapmam gerektiğini sanıyordum. Oysa her şey, bir gün kendime beş dakika ayırmaya karar verdiğim anda başladı.”
Dışarıdan bakınca önemsiz görünen bir karar bile, ruhun için bir devrim olabilir.
Çünkü kendini seçmek;
kendine alan açmak,
kendine izin vermek,
kendine şefkat göstermek demektir.
Mutluluğun yolu da tam buradan geçer.
Bugün Kendini Seçmek İçin 3 Küçük Adım
1. Kendine Bir Soru Sor:
“Şu anda beni bir tık daha iyi hissettirecek en küçük şey ne?”
Bazen bu bir cam açıp nefes almaktır; bazen 2 dakika sessizlik.
2. Ertelediğin Bir Şeyi Mikro Versiyonuyla Yap:
30 dakika meditasyon yerine 3 dakika.
Büyük bir proje yerine 5 dakikalık hazırlık.
Küçük adım = büyük değişim.
3. Bir Şeyi Sırf Kendin İçin Yap:
Hiç kimse için değil…
Sadece senin ruhunu beslediği için.
Sonuç: Mutluluk Sana Gelmez…
Ama Sen Kendini Seçtiğinde Onun Kapısını Aralarsın.
Kendini seçmek, bir lüks değil; bir gerekliliktir.
Mutluluğa atılan imzadır.
Enerji alanının yeniden yapılandırılmasıdır.
Kendi içsel evine dönüş davetidir.
Bugün kendin için küçük de olsa bir seçim yap.
Çünkü o küçük seçim, yarınındaki en büyük değişimin tohumu olabilir.
